Bu yazımda sizlere akıcı İngilizce öğrenmenin kolay yollarından ve akıcı Ingilizce konuşmamızı engelleyen faktörlerden bahsedeceğim. Öncelikle kendi İngilizce yolculuğumdan bahsetmek isterim. Boğaziçi Üniversitesinde hazırlık programını bitirdikten sonra Sultanahmet'te yaz döneminde çalışmaya başladım. Ben ve arkadaşlarım 1 senelik çok yoğun bir İngilizce hazırlık programını bitirmiş olmamıza rağmen Sultanahmet'te çalışan bir çok kişi bizden daha akıcı İngilizce konuşuyorlardı. Üstelik bu kişilerin çoğu yükseköğrenim bile görmemişlerdi. Onları çok iyi gözlemledim, kısa sürede turistlerle kuralına uygun cümleler kurarak İngilizce anlaşmayı başarıyorlardı. Peki bizler uzun süreler okulda ve kurslarda İngilizce dersler almamıza rağmen neden onlar gibi değildik?
Gözlem sonuçlarım şu şekildeydi: Bu kişiler kendilerine lazım olan cümleleri çevrelerinden öğrenip not alıyorlar ve ceplerinde taşıyorlar. Bu şekilde yüz cümle öğrenip konuşmaya başlıyorlar. Sonrasında ise bu cümlelerin içindeki kelimeleri değiştirmeyi ve benzer cümleleri değişik yapılarda ve zamanlarda kullanmaya vakıf oluyorlar. Benzer cümleleri her gün defalarca kullandıkları için de müthiş bir pratik yapıp kısa zamanda akıcı konuşur hale geliyorlar. Daha sonra değişik İngilizce eğitim sistemlerini inceledim ve kolay İngilizce öğrenimi üzerine değişik eğitimler aldım ve gördüm ki bu insanlar hiç farkında olmadan bilimsel bir doğruyu uyguluyorlarmış. O da tümdengelim sistemi. Bu sisteme göre öğrenme cümle bazlı gerçekleşir. Ardından cümlenin içindeki kelimeler değiştirilir ve zaman çeşitlemesiyle farklı cümle yapıları kullanmaya başlanır. Halbuki bize okullarda gösterdikleri sistem bunun tam tersidir. Bir çok ders alfabeyle başlar, kelime öğrenimi ve gramer kullanımıyla devam eder. Günlük cümlelerin kullanımı ve pratik edilmesi çok sonralara bırakılır. Bu esnada öğrenilen gramer kalıplarını doğru kullanmaya çalışan kişi yanlış yapmaktan korkar, neyi nerede kullanacağını düşünürken vakit kaybettiği için gerginliği daha da artar ve malesef konuşamaz. Bir çoğumuz için İngilizce konuşmayı öğrenemememizin özeti budur.
İngilizce konuşmak matematik gibi analitik bir metoda bağlı öğrenme işi değil yüzme gibi bir beceri işidir ve her beceri işinde olduğu gibi pratik etmek gerektirir. Tahta başında ne kadar yüzme eğitimi alırsak alalım suya tek başımıza girersek büyük ihtimal boğuluruz. Nasıl ki yüzerken hangi açılarda kulaç attığımızı vs düşünmeyip nasıl yüzdüğümüzü beynimizde analiz etmiyorsak aynı şekilde İngilizce konuşurken de neyi nereye koyacaktım diye düşünmemeliyiz. Bunun için sınav odaklı derslerden ziyade gramer ve pratiği dengeleyen programlar tercih edilmelidir. Artık hem kurslar hem de özel ders veren öğretmenler buna benzer programlar oluşturuyorlar. Ders almadan önce amacınızı belirleyip ona göre uzmanlaşmış kişilerle birlikte çalışmanız zaman kazanmanızı sağlayacaktır. Örneğin belirli bir sınava girecekseniz sadece o sınav türünde uzmanlaşmış, soru tipolojisine ve tekniklerine hakim bir hoca sizi çok ilerletecektir. Aynı şekilde pratik konuşmaya ihtiyacınız varsa bu yönde bir program seçmelisiniz. Sorularınız için çekinmeden irtibata geçebilirsiniz.
Peki neden böyle yapılır? Sınav odaklı sistemde bu şekilde öğrenmek gerekli ve de ölçümlemesi daha kolaydır o yüzden. Diğer yandan bu şekilde akıcı İngilizce konuşabilmek çok uzun süre alır ve motivasyon kaybına yol açtığı için bir çok kimse yarı yolda bırakır. Bir çok kişiden şunu duydum: Sanırım bende İngilizce öğrenme yeteneği yok. HAYIR. Kesinlikle doğru değil. Sadece size uygulanan sistem yanlıştı.
Herkese keyifli öğrenmeler dilerim. İngilizce Öğretmeni - Şükrü Dağlı